Sağduyulu lider Muharrem Nureddin Coşan 12 haziran seçimlerine yönelik tavrını deklare etti, bir takım mahfillerde şafaklar attı.
Ne demek istemişti sayın Coşan:
*Bizim hedefimiz asıl gayeyi ıskalamamak. Bizim asıl gayemiz ahiretimizi mahvedecek gelişmelere engel olmak.  Biz nesillerin üzerine titriyoruz.
*Değerlerimizin erozyona uğratılmasına, buharlaşmasına fırsat vermemeliyiz.
*Neme lazımcı olma, gözünü dört aç, kimsenin senin duygularını sömürmesine fırsat verme!
Kendimize soralım:
Maneviyatımızı mahvedecek, kimliğimizi yok edecek nesillerimizi çalacak domuz sürüleri; İslam ülkelerinin zenginliklerini talan etmeye azmetmiş sırtlanlar, akbabalar kaç asırdır bizi boğmaya çalışmıyor mu?
Ülkemizin siyaseti, ekonomisi, maneviyatı, toplumsal yapısı bu maksatlarla saldırı altında değil mi? İpotek altına alınmaya çalışılmıyor mu?
Uluslararası sömürgeci güçler bu amaçla islam coğrafyasını asırlardır talan etmiyor mu?
Talancılar ve sömürgeciler islam beldelerini işgal ederken ve sömürürken birtakım yerli işbirlikçiler ve uşaklar onlarla elbirliği, gönül birliği yapmıyor mu?
Son asra dikkatle bakarsak bunları çok iyi anlayabiliriz, farkedebiliriz.
Günümüz manzarası bu çerçeveye ne kadar da mutabık değil mi?
100 sene önce de böyle oldu, şimdi de aynı oyun tekrarlanıyor.
Oyuna gelenler daha önce yedikleri kazıkları unuttuğu için oyun kurucu hala aynı oyunu tekrar tekrar sahneye sürebiliyor.
Senaryoyu yazıyorlar, figüran bulmakta zorlanmıyorlar.
Hazin gaflet…!
Sorarım size:
Türkiye’nin boynuna dolanmak istenen AB projesi işte tam da bu oyunun en son versiyonu değil midir?
Türkiyeyi AB nin bir eyaleti yapmak isteyenler bunu batılılaşmanın en son zaferi ve bu ülkeyi değerlerimizden kopartmanın taçlandırılması olarak görüyorlar.  Bitakım safdiller de AB ye girersek dini özgürlüklerimizi kazanacağımızı, rahata ereceğimizi zannederek geleceğini bu hülyaya bağlamış bulunuyor.
Peki kim bu medeni AB ülkeleri?
Cezayirde bir milyon Müslümanı katleden, yüzyıla yakın kankusturan, Çanakkale’de 250 bin Mehmetçiği şehid eden kibar ve medeni Fransızlar,
Egede camilere doldurdukları insanları diri diri yakan, bebekleri havaya fırlatıp altına süngü tutan Yunanlılar,
Filistin’de,  Hindistan’da, Irak’ta,  Afganistan’da, Çanakkale’de kan döken, servetlerimizi talan eden centilmen Ä°ngilizler,
Libyada yapmadık katliam ve zulüm bırakmayan İtalyanlar,
Endonezya’nın canına okuyan Hollandalılar, Endülüs’ü kan gölüne çeviren Ä°spanyollar…
Portekizliler, Bulgarlar şunlar, bunlar…
Hangi birini sayayım? Hepsinin tırnağında müslüman kanı var…
Hocaefendinin beyanını okurken zihin dünyama üşüşen bu düşünceler kalemime dökülüverdi.
Biz bunlarla mı tek devlet olacağız. Allah şahit olsun ki biz bunlarla istikbalimizi tevhid etmeye asla razı değiliz. AB projesi silahsız, kansız  Türkiye’yi işgal girişimidir.
İyi de seçimlerle bu sözlerin ne alakası var?
Çok yakın ilgisi var. AB inançlarına özgürlük isteyen kesimlerin ağzına çalınan bir parmak bal, ne kadar emsen karın doyurmayan bir yalancı emzik.
AB; ülkemizin yumuÅŸak karnı etnik ve mezhepçi ayrıştırmayla son derece ilgili, ama inançlı insanlara kör ve sağır…
Haydi burada bir soru daha soralım:
Yıllardır ülke ekonomisinin kanını emen bölücü teröre kol kanat geren, palazlandıran, destekleyenler; bu medeni AB ülkeleri, ABD, Rusya …değil mi?
Bekle de, izin çıksın da, merhamete gelsinler de, sen de haklarını elde et.
AKP 2002 seçimlerinde kendilerine açılan krediyi değerlendirememiş ve inançlı kesimi oyalamış durmuştur.
2007 seçimlerinde bundan dolayı, daha önce verilen bu şartlı destek geri çekilmiştir.
Bu arada asla unutmamamız gereken bir husus ta meşhur tezkere olayıdır.
Amerika kendi elleriyle yontup Irakın başına musallat ettiÄŸi Saddamı devirme ve kitle imha silahlarını bulma bahanesiyle Irak’ı iÅŸgal etmeyi kafasına koyduÄŸunda;  Türkiye’nin güneydoÄŸusundan Irak’a girmeyi ve Türkiye’yi de lejyoner olarak bu iÅŸgalde kullanmayı istedi. Bu amaçla tezkere AKP hükümeti tarafından meclise getirildi.
Muharrem Nureddin Coşan Hocaefendinin cansiperane gayretiyle, gazetelere ilanlar verilerek, kamuoyu harekete geçirilerek, duyarlı milletvekilleri ile görüşülerek, muhalefetin de desteğiyle bu tezkere kıl payı önlendi.
İskenderpaşa bunları yaparken, iktidar kanadı, partisinin milletvekillerini baskı altına almaya ve tezkerenin mecliste kabul edilmesine uğraşıyordu.
Sol görüşlü Deniz Baykal ve ekibi tezkereye “hayır” dedi ve hayırlı bir iÅŸ yapmış oldu.
Tezkerenin geçmesi için yapılan baskılara boyun eÄŸmeyen AKP’li milletvekilleri ise 2007 seçimlerinde topluca tasfiye edildiler ve listelere alınmadılar. (Tezkere hadisesi hakkında detaylı bilgi için link: http://www.medyaokuryazar.com/nureddin-cosan-ne-yapmaya-calisiyor)
Şimdi soralım; hangi duruş daha millî?
SİYASETE ÇEKİLEN AYAR
12 haziran seçimlerine siyasete çekilen ince coni ayarıyla giriyoruz.
CHP ye bir operasyon çekildi ve tezkereye hayır diyen Deniz Baykal yollandı. Yerine gelenler kim? Tunceli  Kızıl Kilise nüfusuna kayıtlı ermeni kökenli vatandaşlarımızdan Yemuş  Hanım’ın oğlu Kemal Kılıçdaroğlu (Karabulut)  genel başkan,  Göle ilçesi Kırziyan Köyünden eski sol militan  Gürsel Tekin başyardımcı oldu.
Aday  listelerinin  azınlık, kripto,  etnik ve mezhepçi  isimlerle doldurulduğunu iddia eden bir kısım  CHP lilerin  bile bu durumdan rahatsız olduğu basına yansıdı..
Bununla kalsa iyi. Yeni CHP ‘nin yeni yönetiminin ilk işi biat tazelemeye ABD ye gitmek ve Amerika ile en iyi ilişkilerin kendileri tarafından sağlanacağını seçim beyannamelerine yazmak oldu. (bkz. CHP seçim beyannamesi s.65)
Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim konuşmaları ile PKK adaylarının konuşmaları örtüşür oldu. KCK tutuklamalarını eleştirdi, yerel özerklik vaad etti. Seçim barajını kaldırmayı, bölücü teröristleri affetmeyi telaffuz etti. Seçim kampanyalarında PKK ile yeni CHP dayanışması alenileşti.
Canım seçim barajı kalksın, iyi ya dediğinizi duyar gibiyim. Evet seçim barajının kalkmasını ben de istiyorum. Ama aramızda bir fark var: Ben inançlarımızın önü açılsın diye barajın kalkmasını istiyorum, Yemuş’un oğlu ise PKK’nın önünün açılmasını murad ediyor.  Öyle gözüküyor ki, yeni dönemde PKK’ nin taleplerine ortak bir yeni CHP göreceğiz.
Yeni cila-imaj vurulan, yeni kadrolu, yeni söylemli yepyeni CHP 155-170 aralığında bir sayıyla mecliste yerini alacak. Kimlerle kolkola olacak? Kimlerle olacak : tabii ki bölücülerle.
Bu seçimlere PKK cephesi kimisi marjinal, kimisi sözde İslamcı (!) kürtçü gruplar ittifak yaparak ve ilçe, mahalle, köy bazında taksimat yaparak organize bir biçimde giriyorlar. Görünen o ki 28 -30 PKK’lı meclise girecek. Konulan barajlar delik deşik oldu. Barajın hikmeti (!) kalmadı.
Resmin diğer tarafında ise niyetleri malum sermaye çevreleri ve örgütleri de yeni dönemde yeni anayasa türküsü çağırıyorlar. Bu çevrelerin  kimi sabetaycı, kimi mason, ekalliyet asıllı, kimi bilmem ne…  Bunların ellerinde büyük medya grupları var ve hergün PKK tezlerini dillendiren yorumcuları, gazeteci aydın sıfatlı eski tüfek marksist , neo liberal, kökü karanlıkları sahneye sürüyorlar. Hepsinin söylediği türkünün nakaratında şu cümleler kulağımıza çalınıyor:
* Türkiye büyüdü, yönetilemez hale geldi, yerel yönetimlere yetki aktaralım.
* Yerel yönetimlere özerklik verelim, yerel meclisler olsun. Vergisini toplasın.
* Devletin ikinci dili olsun. Demokrasi olsun, birey hakları olsun, şu olsun bu olsun. Bunlar yeni anayasaya yazılsın. İki başbakan olsun. Federasyon olsun.
Nağme güzel ve büyüleyici ;  Kuzey ırak denemesiyle de cesaretlendirici…
Alan da gaçan mı?
Yazımızın girişinde hep tekrarlanan oyundan bahsetmiştik. Meşhur oyun şu; adı da üç hamlede ülke bölme oyunu:
1.Hamle: Kültürel haklar, özgürlük, dil, kültür vs.
2.Hamle: Federatif yapı. İç işlerinde muhtar, dış işlerinde ana gövdeye bağlı yapılanma,
3.Hamle ve altın vuruş: Bağımsızlık ilanı.
1960’lı yıllarda doğu ve güneydoğumuza gelen batılı ajanların barış gönüllüleri kılıfı altında ilk tohumlarını atmaya başladığı bölücü yapılanmanın bugün katettiği mesafe çok vahimdir.
Şimdi oyunun ikinci hamlesinde sıra.
Resmin bir diğer karesinde ise ışığını Pensilvanya’dan alan Medya organlarını  ve burada  kendilerine köşebaşı tahsis edilen eski tüfek marksist, neo liberal, kimi sabetayist, kimi açıktan kimi gizli ermeni ırkçısı,  sözde aydın,  gazeteci- yorumcu, stratejist, akademisyen tipleri görüyoruz. Onlar da koroda yerlerini almışlar ve kan ter içinde bir gayretle aynı  nağmeyi tellendiriyorlar.
Sakın ‘ ne oluyoruz yahu’ demeye kalkmayın, alnınızın ortasına Ergenekoncu damgasını yiyebilirsiniz.
Seçimlere ayar çekenler ikinci ameliyatı Mhp üzerinde yapmak istiyorlar. Peki istenen ne:
Murad edilen 13 haziranda Mhp nin olmadığı bir meclis.
MHP yapılan operasyon sonrası bıçak sırtında gidip geliyor.
Barajı aşarsa 50-60 milletvekili çıkaracak.
Aşamaz ise bu pastayı AKP ve CHP bölüşecek. Bu bölüşümde –yapılan bir araştırmaya ve hesaplamaya göre- MHP nin kaybettiği milletvekillerinin %60’ı CHP’ye, %40 kadarı da AKP’ye gidiyor.
Resmin bir karesindeki AKP ise yeni anayasa çalışmalarında holding medyası+Gülen medyası+ Tüsiad+ Bdp ile paslaşmakta, korodaki görevini ifa etmektedir.
İnsanın aklına şu geliyor: acaba plasentalar aynı yere mi uzanıyor?
İnsanın aklına geliyor; bu koronun şefi kim, bu beste kimin, bu güfteyi kim kaleme almış?
Peki kim şef….?
Aklını kullan onu da sen bul!
Benim aklım durdu.
2003/ 1 mart tezkeresinde conilerin talepleri doÄŸrultusunda milletvekillerine “evet” oyu vermesi için baskı yapan AKP yönetimi bu geliÅŸmeler çerçevesinde iyi bir imtihan vereceÄŸe benzememektedir.
Bu oyuna çomak sokulmuştur.
Evet, M. Nureddin Coşan Hocaefendinin –pişmiş aşa soğuk su katan- açıklaması burada bir daha okunmalıdır.
Bir de şu açıdan bir kere daha okunmalıdır:
Emperyalistlerin bir oyunu da şu;
Ãœlkelerin başına uÅŸak liderler ve rejimler yontuyorlar. Bir müddet süren baskı ve sömürü dayanılmaz hal alınca ve bunların son kullanım tarihleri dolunca, bağımsızlık, özgürlük, demokrasi, yenilik, reform, adalet, eÅŸitlik…-hangisinden yerseniz–  şarkıları eÅŸliÄŸinde,  diktatörler ve eski rejimler müzesine kaldırılıyor. Yeni bir halk kahramanı yontuluyor.
Sudan’da, Irak’ta, Tunus’ta , Libya’da, Mısır’da, Yemen’de, Suriye’de…. olanlara bir de bu zaviyeden bakalım.
Bir taleplere bakalım bir de talepleri yönetenlere…
Bir taleplere bakalım, bir de taleplerden sonra kazanılanlara ve kaybedilenlere…
Bunlar önemli sorular da, daha can alıcı soru şu: Şef kim?
Şefin kim olduğunu sorgularken aklıma geldi de yazmadan geçmeyeyim.
Bush’un dış işleri bakanı Condi (Condelezza Rice) bir zamanlar demişti: 22 ortadoğu ülkesinin Türkiye dahil sınırları ve rejimleri değişecek. (http://www.akpgercegi.com/condoleezza-rice-bop-ile-turkiye-dahil-22-ulkenin-sinirlari-degisecek)
Sınırları ve rejimleri değişenleri de siz bulun.
PKK’lı milletvekilleri Ortadoğu ülkelerinde vukubulan ayaklanmaların aynısını yapmakla tehdit ederken ve bunca pervasız söylem ve eylemleri koyarken acaba orkestra şefinden çok güçlü bir tüyo mu aldı yoksa?
Hani aklıma geldi sordum:
‘Mest- nazım kim büyüttü böyle bi perva seni?’
Evet, öyle görünüyor ki, yangın kapıda…
Hiçbir zaman istenmez ama, hani yangın çıkarsa bir kova su da MHP döksün.
Ä°skenderpaÅŸa cemaati mensup saÄŸduyulu insanların derdi bu…
Yoksa onlar ne AKP’li, ne MHP’li, ne SP’li, ne BBP’li, ne şu ne bu…
Onlar İskenderpaşa grubunun neferleri…
İskenderpaşalılar; hür, bağımsız, onurlu, mert, kişilikli insanlardır.
Kimseye minnetleri, diyet borçları yoktur; pazarlığa girmezler, hesap gütmezler…
Doğru bildikleri yolda risk alırlar, gerekirse gemileri de yakarlar.
Kimileri 10 yıl sonra haklılıklarını teslim eder, kimileri bundan da gafildir..
Aynen, geçmişte merhum Mahmud Esad Coşan Hocaefendi’nin malum kişilere koyduğu tavır gibi…
Aynen, geçmişte bir adımla dengeleri, oyunları bozan M. Nureddin Coşan Hocaefendi’nin 1 Mart tezkeresi çıkışında olduğu gibi…
Ne gariptir, dün M. Esad Hocaefendi’yi, M. Nureddin Coşan Hocefendi’yi anlayanların şimdi anladığı gibi;
O zaman onları anlayamayanların şimdi de anlayamadığı gibi…
Åžimdi not edin bir tarafa, kim ne diyor, nerede duruyor?
06.06.2011 / Hasan Cemil CoÅŸkuner
—-
Şu linklere de göz atmak isteyebilirsiniz:
http://www.medyaokuryazar.com/secim-sonucundaki-ilginc-tablo/
http://www.medyaokuryazar.com/sagduyuya-davet
Pingback: Nureddin Coşan Ne Yapmaya Çalışıyor? - MedyaOkuryazar.com
Allah razi olsun cok mutis aciklama Amma dervisim diyen kisiler anlamada zorluk cektide disardakiler nasil anlayacak millet hoy hoy popilis gundelik heyecan verici politikalarin pesinde Allah hayinlere maskeli seytanlara yol vermez insallah .
Pingback: 1 Mart Tezkeresi
Acaba diyorum Es’ad efendinin 2001’de Avustralya’da şüpheli bir trafik kazası sonucu vefat etmesi ile AKP nin 2002’de iktidara gelmesi arasında bir yaman iliÅŸki mi var? olmaz demeyin! Allah CC bu ülkeye, ellerimiz kırılsaydı da AKP ye oy vermeseydik dedirtecek günleri yaÅŸatmasın inÅŸ.
teÅŸekkür ederim çok güzel bir açıklama…
Günümüzde denge oyunun en büyüğü oynanıyor. şunu biliyoruz ki oyunun içinde oyun dönüyor insanlar yanlış ve doğru arasında bocalamaları için yollar kuruluyor yada yıkılıyor. burada yanlış olabilir ama yanlış, zayıf ve riske dayalı doğrularla çözümleme deneneblirmi yolun biraz dışında kalıp çizgiyi insanlara gösterip bu denli bir kayma ne şekilde gerçekleştiriliyor bence bu yönde tek ve tarafsızbir çalışma gerektiriyor. elbet her çağda olduğu gibi birileri gelcek bu temiz dava milletine altın çağını yaşatabilecektir RABBİMİN izniyle. ALPEREN PUSAT
böyle bir hocamız olduğu için rabbime sonsuz şükürler olsun. yazi için teşekkür ederiz
eline saÄŸlık…
Bütün bunlar gösteriyor ki Nureddin Bey in projelerinin deÄŸeri (KAD,KAB…) önümüzdeki günlerde daha da anlaşılacak. Bu projelerin bu zamanda organize edilmesi tesadüf mü sizce? Müslüman bu zamanda(ahir zaman) tüm zamanlardan daha uyanık ve yetiÅŸmiÅŸ olmalı. Hocaefendiye teslim olup sözünü dinlemek çok mühim bir iÅŸ. Ama onun istediÄŸi gibi bir müslüman olmak çok daha mühim bir iÅŸ diye düşünüyorum.
Allah razı olsun,anlamak istemeyenler için çok ama çok güzel,doyurucu bilgiler ışığında KAD olmuÅŸ.Allah basiretimizi açsında Hocamızın ardınca adımlarımızı sabit eylesin.Selam ve dua ile…
selamün aleyküm
hamdolsunki seçimlerde hocamız tarafından yönlendirildik.bize bırakılsaydı akp ye oy vermemek için barajı geçmesi imkansız bir partiye oyumuzu verecektik.partilerde geçici başkanlarda geici.ama bu ehli sünnet yolu kıyamete kadar daimi.rabbim hocamızın önündeki engelleri ortadan kaldırsın amin