Kur'an, Yaratılış Ve Evrim

Ä°nkarcılık, tarih boyunca evrenin ve canlıların ‘yaratılmamış’ olduklarını iddia eder ve bu iddiayı mantık temeline oturtabilmek için aradığı çözümü, 19. yüzyılda Darwin’in teorisi ile bulur. Bilimsel hiç bir kanıtı olmayan bu teori, bir Yaratıcı olmadığını, aksine doÄŸanın rastlantısal, amaçsız ve bilinçsiz etkileÅŸimleri ile ortaya çıktığını öne sürer. Canlılığı yaratan Allah’ı reddeder ve tüm canlıların birbirinden türediÄŸini iddia eder.

Evrim teorisinin karşısında ise Yaratılış gerçeÄŸi yer alır. Yüce Allah herÅŸeyi “OL!” emriyle yoktan yaratmış ve düzenlemiÅŸ, canlılar da yine Allah’ın yaratmasıyla var olmuÅŸtur. Evrendeki ve canlılardaki büyük tasarımlar, hesap, denge ve düzen bu gerçeÄŸin çok açık kanıtlarıdır.

Materyalizm, maddenin yaratılmadığını ve sonsuzdan beri var olduğunu ileri süren düşünce. Bu felsefe Allah inancına ve dine şiddetle karşı. İşte evrimciler bilime değil, bu felsefeye bağlılar ve buna uydurabilmek adına bilimi çarpıtırlar. Evrimci genetikçi Richard Lewontin, bunu “…materyalizmle olan a priori bağlılığımız nedeniyle, dünyaya materyalist bir açıklama getiren araştırma yöntemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak doğru olduğuna göre de, ilahi bir açıklamanın sahneye girmesine izin veremeyiz.” diyerek itiraf eder.

Evrimin en ateÅŸli savunucusu Richard Dawkins de,“Özellikle oluÅŸturulmuÅŸ bir çeÅŸit evrimi koruma lobisi var. Bunların büyük bir çoÄŸunluÄŸunu ateistler oluÅŸturuyor. Ama bu kiÅŸiler, gözü dönmüş ÅŸekilde, dindar insanlarla dost olmak istiyorlar. Ve bunu yapabilmenin tek yolu, evrim ile din arasında hiçbir uyuÅŸmazlık olmadığını söylemektir.” (Expelled “No Intelligence Allowed” Movie, Ben Stein, 2008)… Ayrıca “Türlerin Kökeni kitabından önce ateist olmak oldukça zordu.” diyerek, ateist olmayı kolaylaÅŸtırdığı için Darwin’e teÅŸekkürlerini sunar.

Stalin: “Genç nesillerin zihnini yaratılış düşüncesinden arındırmak için onlara tek bir ÅŸeyi öğretmeliyiz: Darwin’in öğretilerini.” der.

Rennan Pekünlü ise Bilim Ve Gelecek Dergisi’nde; “Bu bilgiler bize kutsal kitaplardan veya peygamberlere vahiy yoluyla gelen kelamlardan gelmedi. Bilim, bilmek konusundaki tek yoldur, gerisi batıl! “der. (Allah’ı tenzih eder, yüceltirim)

American Association for the Advancement of Atheism (Amerikan Ateizmi GeliÅŸtirme BirliÄŸi) baÅŸkanı Charles Smith: “Evrim, Ateizmdir.” diyor.

Bu teoriyi savunan bilim adamları öncelikle materyalisttirler. Bu nedenle de bilimi materyalizmin dogmaları ile sınırlandırarak ‘ilahi bir açıklamanın sahneye girmesi’ne izin vermezler.

Ä°nsanlar istedikleri teoriye inanabilirler, ancak ortaya atılma nedeni Allah’ı ve Yaratılışı inkar etmek olan bir teori ile uzlaşılamaz. Bazı evrimciler, inanç sahibi kiÅŸilerin desteÄŸini alabilmek için, ‘evrimsel yaratılış fikri’ni gizlice empoze ediyorlar. Oysa Darwinizm’le dinimiz arasında uzlaÅŸma aramak, inanan insan için asla söz konusu olmaz. Ãœstelik, Kuran ayetlerinde ve Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde de evrime iÅŸaret eden tek bir açıklama yokken…
Allah’a kalpten inanan, O’nun üstün gücünü takdir eden bir insanın iman ettiÄŸi gerçek, tek Yaratıcının Allah olduÄŸu gerçeÄŸidir. Allah’tan gereÄŸi gibi korkan bir müminin, evrime inananlar ile aynı görüşü savunması mümkün deÄŸildir.

Evrim ilk canlı hücrenin rastlantılar sonucu oluÅŸtuÄŸunu yalnızca iddia eder, asla açıklama getiremez. Canlıların aÅŸama aÅŸama birbirlerinden türeyerek var oldukları iddiası bilimsel hiçbir bulguyla desteklenmez. Ayrıca bugüne kadar yapılan kazılarda elde edilen milyonlarca fosilin içinde, bir canlının diÄŸerine dönüştüğünü kanıtlayan bir tane bile ara geçiÅŸ form fosili yoktur. Hepsi, canlıların sahip oldukları tüm özellikleri ile aniden ortaya çıktıklarını, yüz milyonlarca yıl boyunca hiç deÄŸiÅŸmediklerini, yani evrim geçirmediklerini gösterir. Darwin bile ara fosil bulunmazsa teorisinin yıkılacağını söylemiÅŸse, yani ortada bir tane bile somut bulgu yoksa, “atalarımız mikrop”, “uzaydan geldik”, “atalarımız tarla faresi”, “atalarımız hurma” öyküleri anlatmak çok anlamsızdır.

Yüce Rabbimiz dileseydi canlıları evrimle de yaratabilirdi. Ancak Kuran’da evrimi destekleyecek hiçbir ayet yok. Kuran’da aksine canlılığın ve evrenin Allah’ın “Ol” emriyle mucizevi ÅŸekilde yoktan var edildiÄŸi “Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir iÅŸin olmasına karar verirse, ona yalnızca “Ol” der, o da hemen oluverir.” (Bakara Suresi, 117) ayetiyle bildirilir.

EÄŸer iddia edildiÄŸi gibi, gerçekten Hz. Adem’den önce yarı maymun-yarı insan canlılar yaÅŸamış ve canlılığın yaratılışında doÄŸal seleksiyon ve mutasyonların etkisi olmuÅŸ olsaydı, Allah bunu Kuran’da açık ve kolay anlaşılır bir biçimde haber verirdi. Ancak Kuran’da böyle bir bilgi yoktur; tam aksine insanın yoktan, en güzel biçimde ve kusursuzca yaratıldığı bildirilir:

O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘ÅŸekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (HaÅŸr Suresi, 24)
Evrimcilerin iddia ettikleri milyonlarca yıllık mükemmelleşme sürecinden söz etmek, pekçok Kuran ayetinde bildirilen kusursuzca yaratmaya tamamen ters düşecektir. Üstelik Rabbimiz insanları en güzel biçimde yarattığını haber verirken?..

Doğrusu, Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık. (Tin Suresi, 4)

Gökleri ve yeri hak olmak üzere yarattı ve size düzenli bir biçim (suret) verdi; suretlerinizi de güzel yaptı. Dönüş O’nadır. (Tegabün Suresi, 3)

Cinleri ve melekleri Allah’ın bir anda ve yoktan yarattığını bilip kabul eden bu kiÅŸilerin, “Ol” emri ile bir kerede yaratılmış olan insanın, maymunlarla ortak bir atadan geldiÄŸini düşünebilmeleri ilginçtir. Rabbimiz cinleri, “Ä°nsanı, ateÅŸte piÅŸmiÅŸ gibi kuru bir çamurdan yarattı. Cann’ı (cinni) da ‘yalın-dumansız bir ateÅŸten’ yarattı. (Rahman Suresi, 14-15) ayetiyle ateÅŸten, melekleri de nurdan yarattığını bildiriyor. Burada da bir evrim süreci olmadığı çok açıktır.

Kuran’da söz edilen Hz. Musa’nın asasının bir anda yılana dönüşmesi olayında evrim var mıdır? Ya da Hz.İsa’nın çamurdan bir kuşa -Allah’ın izniyle- can vermesinde?..

DiÄŸer bir konu da ahiret yaratması. Çürümüş bozulmuÅŸ kemikleri Allah sebep kılacak, ancak tüm insanlığı yeni bir yaratılışla yaratacak. Burada bir evrim var mı? Kendilerince Ä°slam’la evrimi baÄŸdaÅŸtırmaya çalışanların Rabbimiz’in bu mucizelerini açıklayabilmeleri mümkün deÄŸil.

Yüce Allah sebepsiz olarak yoktan var eder ve O’nun her yaratmaya gücü yeter. İnsanlar gibi, hayvanlar ve bitkiler için de aynı yaratılış söz konusu. Onları nasıl farklı şekillerde yarattıysa, insanı da ayrı bir varlık olarak yoktan var etmiştir. Kuran’da bildirilen açık gerçek şudur ki; bu canlıların hepsi evrimleşmeden, yani türler başka türlere dönüşmeden bir anda yoktan yaratılmışlardır.

Ve hepsinden önemlisi yaratılmış canlıların içinde sadece insan bir ruha sahip. Ve bu ruh Allah’ın Kendi ruhundan üflediği ruh. Bu durumda insanın bir başka canlıyla akrabalığı nasıl söz konusu olabilir?

150 yıldır insanlara ‘akıl ve bilim yolu’ gibi gösterilmek istenen ateizmin ve Darwinizm’in büyük bir akılsızlık ve cehalet olduÄŸu açıkça ortaya çıkıyor. Bilimi araç edinmek isteyen materyalist felsefe, bilimin kendisi tarafından çürütülüyor. YaÅŸadığımız dönem, bu nedenle önemli bir dönem. Ateizmden ve Darwinizm’den kurtulan dünyanın dine dönüş sürecinde inananlara önemli görevler düşüyor. Müminler; dünyadaki bu büyük fikirsel deÄŸiÅŸimin farkında olan, onu yorumlayan, olanakları çok iyi kullanan, bu yolla gerçeÄŸi en iyi ve etkili ÅŸekilde temsil eden insanlar olmalı. Dünya üzerindeki asıl fikir çatışmasının ateizm ile iman arasında olduÄŸunu bilmemiz gerek. Dünyada Allah’a inananlar ve O’na isyan edenlerin mücadelesidir bu. Bilimle Allah’a inananlar arasında çatışma olmaz. Bilim, Allah’ı bulmaya yoldur çünkü…

“Ey insan, ‘üstün kerem sahibi’ olan Rabbine karşı seni aldatıp- yanıltan nedir? Ki O, seni yarattı, ‘sana bir düzen içinde biçim verdi’ ve seni bir itidal üzere kıldı. DilediÄŸi bir surette seni tertib etti.” (Ä°nfitar Suresi, 6-7-8)

Evet, özellikle inanan insanı Rabbine karşı aldatıp- yanıltan nedir?..