Ä°nsanlar Nereye, Nelere KoÅŸarlar?

‘Aceleci olarak yaratılmış’ insanlar yüzlerini nereye çevirmiş, nereye ve nelere koşarlar?

Kadın-erkek, genç-yaÅŸlı, aynı kulvarda, eriÅŸtikleri anda yitirecekleri menzile yüzlerini çevirir, acele acele koÅŸarlar…

Kiminin amacı mülk edinmek, kiminin uzun ömürlü olmak, kiminin sevmek- sevilmek, kiminin yalnızca günü yaşamak, hayatın tadını çıkarmak…

Kimi hedefine bedeninin tutkularını koyar, kimi bilgi sahibi olup toplumda sivrilerek büyüklenme yolunda koşar…

Vicdanları değil, mantıkları yol göstericileri olmuştur; hidayetsiz, hikmetsiz şeylere doğru nefisleri peşinde koşarlar…

Çoğu içgüdülerine doğru koşar. Masallardaki gibi dere tepe düz gider, ancak bir arpa boyu yol alamazlar; aldıkları yol aşağılara doğrudur…

Nefsin sınır tanımaz, bitmek tükenmek bilmez tutkuları vardır. Bencil tutkularının ardında koşan bu kişilerin elde ettikleri her şey, daha da tatminsiz olmalarına yol açar; çünkü hepsinin daha iyisi ve daha mükemmeli vardır.

Sürekli bir başka tutkunun peşinde koşarlar, her yeni şey kibir ve büyüklenmelerini artırır.

Oysa terbiye edilmemiş nefis hasta bir hayvan gibidir. Nefis, sürekli insandan yer ve çalar. Yedirilip beslenirse, sağlığına kavuşur, beslenmediğinde ise ölür…

Çok açıktır ki insanların dünya hayatındaki bu koşuşturması anlamsız bir hırstan kaynaklanır. Ardında koştukları ne hırs yapılacak, ne de sahip olunduğu için gurur duyulacak şeylerdir. Çoğu bilmez ki, her biri geçici dünya hayatının aldatıcı birer metaıdır.

Kimi insanlar ise yüzlerini yücelere çevirir, yücelerden inen yolu ve yücelere çıkan dosdoğru yolu görürler. Önce gönüllerine doğru koşarlar vicdanlarıyla tanışırlar, akıllarını vicdanlarının emrine verirler. Kendilerine sunulan her nimetle, her emanetle yücelere doğru kanatlanırlar. Kanatları şükür olur, sabır olur; emanetleri onları aşağılara çekmez. Emanetleri binek olur, yüzleri ışıl ışıl yücelere doğru koşarlar…

Vicdanına uyan insan varoluÅŸ nedenini derin düşünür, onun ‘namazı, ibadetleri, dirimi ve ölümü alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.’

Dünya hayatında önündeki iki kulvardan engebeli, tehlikelerle dolu ve kendilerini aÅŸağılara sürükleyecek yolda koÅŸanlar, o gün de ‘boyunlarını çağırana doÄŸru uzatmış olarak koÅŸarlarken’ derler ki; “Bu, zorlu bir gün.”…

Onlar, “Başlarını dikerek koşarlar, gözleri kendilerine dönüp-çevrilmez. Kalpleri (sanki) bomboştur.” (İbrahim Suresi, 43)

Yüzleri Yaratan’a yönelik, vicdanlı insanların koştuğu hedef ise büyüktür; kazancı da en büyük olacaktır…

O gün, mü’min erkekler ile mü’min kadınları, nurları önlerinde ve saÄŸlarında koÅŸarken görürsün. “Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar (olduÄŸunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir.” Ä°ÅŸte ‘büyük kurtuluÅŸ ve mutluluk’ budur. (Hadid Suresi, 12)

elif@elifalaca.com

Bir cevap yazın


*